Karşıyaka da Yalı’da bulunan daire RSG İç mimarlığa teslim edildiğinde yaklaşık 30 yıldır eve her hangi bir tadilat yapılmamış. İç mimar R. Semih Güven, evin neredeyse tamamının koyu ceviz kaplama lambrilerle kaplı olduğunu söylüyor. RSG İç mimarlık olarak birinci öncelikleri, konforlu bir salon ve yaşanabilir bir balkon yaratmak olmuş. Bunu yaparken, muhteşem deniz manzarasının bir santimini bile kaybetmekten kaçınmış. Özellikle salon ve denizi gören balkon tasarlanırken, müşterinin göz zevkini bozmayacak, manzarayı kapatmayacak detay ve tasarımlar üzerinde durmuş. Ev sahibinin beklentileri doğrultusunda deniz manzarasına her mekandan hakim olabilmek için açık mutfak tercih edilmiş. R. Semih Güven, tasarımında evin farklı mekanlarına yeni yorumlar katmış. İnce detaylarla tasarladığı mekanlar, hem kullanıcıyla hem de evin dış mekanı ile uyum içerisinde. 2002 yılında kurduğu RSG İç Mimarlık’ta tasarım ve uygulama alanlarında, farklı ölçeklerde çalışmalar yaptıklarını söyleyen iç mimar R. Semih Güven, çalışmalarıyla ilgili olarak şunları ekliyor sözlerine: ‘’ Projelerimizde sanatı, yaşam alanına entegre ederek sunmayı amaçlıyoruz, çünkü iç mimarlığı sanatın bir parçası olarak görüyoruz. Üzerinde çalıştığımız her projede yaratıcılığımızı ve hayal gücümüzü, sahip olduğumuz profesyonel tecrübelerle birleştirerek daha önce tasarlanmamış olanı sunmak adına çalışıyoruz. Çalışma prensibimizle RSG İç Mimarlık olarak, 10 yıldır yurt içinde ve yurt dışında; konut, ofis ve hastane gibi mekanların iç mimari projelerinde, yenilikçi tasarımlarımızla yer aldık. Bundan sonrada hedefimiz; geleceğin tasarımlarını yorumlamaya devam etmek olacaktır.
İzmir Karşıyaka evinin en önemli özelliği, özgür ve yenilikçi bir ruhu ifade edecek şekilde şeffaf bir kurgudan ve birbiri içine akan mekanlardan oluşması. Duvarlar, sadece zorunlu hallerde kullanılmış. Bölmek ve ayırmak üzere değil, sadece belli noktalarda mekânsal akışın belirleyicisi ya da binanın yapısal özelliklerini tamamlayıcı olarak düşünülmüş. Kapıdan içeriye adımınızı attığınızda sizi oldukça geniş bir antre içine alıyor. Giriş holünün bir kolu, yatak odaları bölümüne uzanırken, hemen karşısındaki açık mutfak sıcak bir misafirperverlikle kollarını açıyor gelenlere. Mutfak açık kurgulanmış, böylece evin denizin maviliklerine bakan konumundan o da yararlanıyor. Sadece yemek pişirilmiyor bu mutfakta; mekanın en keyifli özelliği bir bar bankosu ile salonla mutfağı birleştiriyor olması. Bu bankoda kahvaltı edilebilir, hafif atıştırmak istediğiniz öğünleri, hem de deniz manzarasını seyrederek burada yapabilir, meze ve içkileri hazırlarken salondaki sohbete dahil olabilirsiniz. Kapıların yatak odasına dahil banyolarda kullanılmaması da, evin belirgin özelliklerinden. İç mimar R. Semih Güven, kapı ve duvar gibi ayırıcı mimari öğeler yerine ıslak hacim bağlantılarında alternatif, şeffaf ve sıra dışı çözümlere yönelmiş. Tabi ki, burada ev sahibinin yalnız yaşaması ve evi sadece onun zevk ve beklentilerine yönelik çözebilme özgürlüğü de etken olmuş.
İç mimar R. Semih Güven, RSG İç mimarlık olarak konut dekorasyonunda tasarım yaklaşımlarını, müşteri beklentilerini karşılamaya yönelik projelendirme çözümlerini ve Karşıyaka evi özelinde mekânsal kurguyu ve özellikle ıslak hacim / ana mekan ilişkilerini değerlendirdi. Özellikle son yıllarda yükselen bir eğilim olarak, ‘’ banyo ve soyunma odası ile birleşen yatak odası ‘’ ve ’’ salona entegre mutfak ‘’ uygulamaları, iç mimarın imzasını taşıyan Karşıyaka evinde de yaşam buluyor.
Ev yaşamına verilen önem giderek artıyor. Müşterilerimizin değişen ihtiyaçları tasarımlarınızı ne yönde etkiliyor?
Örneğin bazı müşterilerimiz öncelikle konforlarını düşünüyor. Bu da önceliği buna vermemize neden oluyor. Daha titiz olan müşterilerimiz ise daha çok evlerinin kolay temizlenir olmasını ve malzemelerin leke tutmayan türden olması yönünde isteklerini belirtiyor. Lüks konutlarda diğer evlere nazaran bütçenin önemli bir kısmı öncelikle misafir banyosu ile salonun güzel ve gösterişli hale gelmesi için harcanıyor. Tabii teknoloji de hayatımızın bir parçası. Bunun konutlardaki etkilerini, otomasyon ile uzaktan kumanda edilebilen müzik ve televizyon sistemleri ile fazlası ile görüyoruz.
Projelerinizde öncelikleriniz nelerdir? Müşteri beklentileri ve iç mimari birikiminizi örtüştürürken, kıstaslarınız neler oluyor? Projelerinizde müşteriye bir yaşam biçimi de öneriniz oluyor mu?
İlk kuralımız, her şart altında müşteri memnuniyetidir. Öncelikle bir takım soru ve dokümanlarla müşterinizin isteğini en iyi şekilde anlamaya özen gösteririz. Yaşam hikayesi, hobileri, yaptığı iş, bunların hepsi evi şekillendirirken birer ipucudur. Doğru bildiğimizi, her zaman savunuruz. Tecrübelerimizi onlarla paylaşır, yanlışın önüne geçmeye çalışırız. Özellikle konut işi, kişiye özeldir. Genele hitap etmediğimiz için, tasarımlarımızda direkt kullanıcıyı hedef alırız. Evdeki tüm bireylerle konuşur, onların isteklerini dinleriz.
Mutfaklar artık evin merkezi. Salon ve mutfak bir arada kurgulanıyor ve böylece mutfak geleneksel fonksiyonun ötesinde bir anlam kazanıyor. Mutfak ev yaşamının neresinde konumlanıyor?
Mutfak, her evde başlı başına bir yazı konusudur. Müşterinin yaşam tarzına, ekonomik düzeyine, yeme alışkanlığına ve medeni durumuna göre değişiklik gösterir. Genelde genç ve bekar kişiler için açık mutfak iyi sonuç veriyor. Hem salondaki sohbet ortamından uzaklaşılmamış olunuyor, hem de küçük bir konutun daha ferah algılanmasını sağlıyor. Titiz ve ekonomik düzeyi iyi olan müşterilerimiz için genelde kapalı mutfağı tercih ediyoruz. Hem yemek kokusu salona karışmamış oluyor, hem de mutfaktaki olası dağınıklık misafirlerden gizlenmiş oluyor.
Artık yatak odaları ile banyolar neredeyse iç içe. Karşıyaka evinde de bunu görebiliyoruz. Ebeveyn odasını tasarlarken nasıl bir kurgu yarattınız?
Evin yeterli derecede büyük olması ve ev sahibinin yalnız yaşamasından dolayı, kurguyu hep ev sahibi üzerine şekillendirdik. Evdeki koridorun boyunu kısaltarak, evin ikinci banyosunu yatak odasının içine dahil ettik. Bir de yandaki odayla da yatak odasını birleştirerek; soyunma odasını da yatak odasının bir parçası haline getirdik. Sonuçta, içinde bir çalışma masasını barındıran, aynı zamanda bir soyunma odası ve banyosu olan büyük, tek bir yatak odasına sahip olduk.
Tasarımlarınızın genelinde yatak odası ile banyosu arasında bir şeffaflık öngördüğünüzü fark ettim. Karşıyaka evinde de bu belli oluyor. Bu yükselen bir trend mi yoksa size has bir tasarım anlayışı mı?
Açıkçası trend olduğunu söylemek zor. Kapalı, küçük küçük hacimler yaratmak yerine, her zaman şeffaf ve büyük mekanları tercih ederim. Bu nedenle, banyoları tasarlarken kapı ya da duvar kullanmak yerine alternatif çözümler bularak, alışılmışın dışında bir mekan örgüsü yaratmayı tercih ediyorum.
Karşıyaka evi özelinde mutfak bölümünü nasıl çözümleyip kurguladınız?
Başta da bahsettiğim gibi, evdeki tüm kurguyu deniz manzarası üzerine kurduk. Evde böyle bir manzara varken, kapalı bir mutfak yapmak doğru olmazdı. Ev sahibinin yemek yapmaya çok eğiliminin olmaması bu konuda işimize yaradı. Bu sayede salondaki misafirlerden ve sohbetten hiç kopmayacak her zaman salonla iç içe olabilecekti.
Karşıyaka evini tasarlarken renklerin kullanımında nelere dikkat ettiniz? Sizce kontrast ve uyumun tasarımdaki yeri nedir?
Müşterimizin gözünü yormayacak, daha dingin renk geçişlerini kullandık. Yaptığımız projelerde, özellikle müşteriden özel bir talep gelmezse, beyazı çok bol kullanırız. Toprak tonları ve yumuşak renkleri severiz. Evin tarzına bağlı olarak, genelde lake ile kaplamayı birlikte iç içe kullanmayı tercih diyoruz. Çocuk odalarımız her zaman bol renklidir. Evin belli göz alıcı duvarlarında az miktarda vurucu duvar kağıdını kullanmayı seviyoruz.